SAG GÜNLÜĞÜ (1) | “Bedenini açlığa yatıranlar kadar onlarla ilgilenenlere de çok fazla sorumluluk düşüyor”

Leyla Güven’in başlattığı ve binlerce insanın dahil olarak sürdürdüğü süresiz açlık grevlerinde gelinen aşamada 15’er kişilik iki grup PKK dava tutsağı SAG eylemlerini ölüm orucuna çevirdi.

Bugün itibariyle Leyla Güven 183, Nasır Yağız 170, Strassbourg ekibi 144, hapishaneler 144 gün, tutsak eski HDP milletvekilleri Selma Irmak ve Sebahat Tuncel 114 gündür açlık grevini sürdürürken Türkiyeli devrimcilerden DKP/BÖG tutsakları Efe Çatalbaş ile Mehmet Yozcu ve DKP/Komün dava tutsakları Erol Dündar ile Suat İncedere 1 Mart’tan bu yana açlık grevindeler.

MLKP dava tutsakları Muhabbet Kurt, Ali Haydar Saygılı, Aydın Akyüz 1 Mart’tan, Hatice Duman, Soner Çiçek ve Ercan Görtaş 10 Nisan’dan bu yana açlık grevinde… TKP-ML dava tutsakları Hiyem Yolcu 20 Mart’tan, Haydar Sönmez ise 1 Nisan’dan bu yana açlık grevi eylemlerini sürdürüyorlar.

Açlık grevi eylemlerinin bir başka boyutunu ele alan bir Tutsak Partizan “SAG GÜNLÜĞÜ” tuttu. Bu günlüğü sizlerle paylaşıyoruz:

SAG GÜNLÜĞÜ | 1. BÖLÜM

-Ön günler-

Leyla Güven’in Amed zindanlarında ateşlediği fitil kısa sürede dalga dalga tüm hapishaneleri birer direniş meşalesi haline getirdi. Bizler açısından ise hevallerin bu direnişi büyük bir sınav haline dönüştü, heval Leyla’nın SAG direnişini başlatmasından kısa bir süre sonra aralıklarla gerçekleştirdiğimiz destek açlık grevleri de sürecin ilerlemesiyle birlikte hem politik hem devrimci dayanışma hem de duygusal açıdan farklı boyutlarda tartışmaları gerektirdi. Özellikle 1 Mart itibariyle hevallerin SAG’ları tüm yapıya yaymasıyla birlikte bizim tartışamalarımız da hız kazanmış oldu.

Birer hafta dönüşümlü açlık grevimizin sonlanmasıyla, SAG tartışmalarımızda somutlanmaya başladı. İki yoldaş eylemi üstlenmek için müthiş bir istekle sebeplerini ortaya koyuyor benim ise durumum farklı, bazı sebeplerden dolayı bu onurlu yarışın içine giremiyorum: Yoldaşlara belli etmek de istemiyorum fakat bu durumun bende oluşturduğu duygu yoğunluğu her geçen gün artıyor ve tartışmalara da bu farklı duygularla katılıyorum. Elinde sonunda bir yoldaş bu eylem sürecini göğüsleyecek… Belki de – hatta kesinlikle – hayatımdaki en zor bekleyiş bu. Hangi yoldaşın bedenini açlığa yatıracağının belli olması için bekleme, bu süre ne kadar garip ve acıysa, bir yoldaşın da kendi bedenini açlığa yatırmak için canla başla sebepler sıralaması ve bir o kadar onurlu ve devrimci. Şu sıralar üzerine en çok düşündüğüm konu bu bir garip tezatlık durumu…

Tartışmalarımız iyiden iyiye hızlandı, süreçte bir  o kadar hızlı zaten. Günler ilerliyor ve SAG’da olan hevaller kritik aşamaya çoktan geldiler. İlk defa böyle bir eylemlilik sürecine girmiş olacağım. Tam olarak nasıl olacak, bizi neler bekliyor ve neler yapmamız gerekiyor, açıkcası hemen hemen hiç bilmiyorum. Daha önce hep kısa süreli açlık grevleri içerisinde oldum 2000’lerdeki ölüm orucu ve SAG direnişlerini hayal meyal hatırlıyorum bir de 19 Aralık katliamının görüntülerini izlemiştim birkaç defa işte bildiğim birkaç şey de bunlar, daha fazlası değil, süreç öğretecek her şeyi.

En sonunda SAG eylemini üstlenecek yoldaş belli oldu. Eylemci yoldaş gayet mutlu, fakat diğer yoldaşın gözleri doldu ve kabullenmek istemedi. “Ben yoldaşlarımı o şekilde görmeye dayanamam, kaldıramam” diyor. Ama “Sende bizim yoldaşımızsın” dedik ya bakma ben olsam ben de öyle kolay kabulenemezdim ama el mahkum işte! Gerçi kendi durumumu da hala tam olarak kabullenebilmiş değilim..! Yoldaşın dolu gözlerini görünce, günlerdir içimde biriktirdiklerimi de daha fazla tutamadım. Neler hissettiğimi anlatmaya çalıştıkça hem rahatladım hem de sanki bir türlü anlatamıyormuşum gibi hissettim. Fakat ne olursa olsun şu sıralar hissettiklerimi yoldaşlarımdan başka kim daha iyi anlayabilir ki? Böylece sulu gözler ve iç dökmelik duygusal bir akşam gçirmiş olduk.

SAG’a girişimiz belli olduktan sonra koğuştan arkadaşların ziyaretleri, başarı dilekleri- kutlamalar ve koğuştaki diğer SAG eylemcisiyle bizim yoldaş arasında karşılıklı jestler ve espirilerle geçti günümüz. Biz de SAG öncesi okumalara kısacık bir ara verelimve bir akşam birlikte oturum varsa bir film izleyelim istedik. Bir akşamımız da böyle sadece sohbet ve televizyon ile geçsin, ysarın yine o hızlı tempoya döneceğiz zaten dedik. Akşamın sonunda da minik bir sayfa hazırladık ve birlikte – uzun bir süre için – son yemeğimizi yemiş olduk. Ve 20 Mart günü sloganlar eşliğinde SAG’a katılılımımız başlamış oldu…

Tutsak Bir Partizan

Nisan 2019