Açlık grevi eylemi ve dışarıda sürdürülen dayanışma eylemleriyle birlikte iade kararının büyük oranda engellendiğini ifade eden Kaya, “yoldaşlarımın, dostlarımızın ve dayanışma içinde bulunan tüm güçlerin serbest bırakılıncaya kadar yanımda olacağını bilerek açlık grevine ara verdiğini” söyledi. Kaya’nın yaptığı açıklama şu şekilde:
Bilindiği üzere 30 Mayıs 2018 tarihinde Yunanistan yargısı tarafından faşist Türk devletine iade edilmem yönünde karar verilmişti. Devrimci kimliğime, temsil ettiğim komünist geleneğe yönelik bu gerici saldırıyı protesto etmek, iade kararının durdurulması ve serbest bırakılmam talebiyle 31 Mayıs 2018 tarihinde açlık grevi eylemine başladım.
Yunan yargısının vermiş olduğu bu karar dünya çapında özellikle de Avrupa’da ilerici, devrimci, komünist harekete yönelik artan saldırganlığın somut bir göstergesi, bu anlamıyla da son derece politik ve de gerici bir karardı. Aynı zamanda kendisine her fırsatta demokrat diyen burjuva devletler ile faşist gerici devletler arasındaki her türlü kirli ilişkinin, gerici pazarlığın önünü açıyor, buna zemin sunuyordu. Ortak çıkarlar söz konusu olduğunda devlet denilen olgunun gerçek yüzü açığa çıkmış oluyordu. Bu anlamıyla bu karar, sadece şahsıma yönelik değil, Avrupa çapında sürgünde yaşayan siyasi mülteci on binlerce insanı da tehdit etmiş oluyordu. Yani bu saldırı aynı zamanda bütün politik kimliklere yönelik bir saldırının ön adımıydı.
Açlık grevi eylemine başlarken mücadelenin bir başka aşamaya evrildiğini ifade etmiş, gericiliğin bu ve benzeri saldırılarını karşılamanın yolu olarak devrimci enternasyonalist dayanışmanın önemi ve gerekliliğine işaret etmiştim. Nitekim açlık grevi eylemi sürerken bu dayanışma fazlasıyla gösterilmiş durumdadır. Bizler bir kez daha proletaryanın ve ezilen halkların en büyük silahının dayanışma olduğunu test ettik ve gördük.
Açlık grevi ve dışarıda sürdürülen dayanışma eylemleri sonucunda henüz serbest bırakılmamış olmamla birlikte iade edilme kararı büyük oranda engellenmiş durumdadır. Bu somut durum karşısında yoldaşlarımın, dostlarımızın ve dayanışma içinde bulunan tüm güçlerin serbest bırakılıncaya kadar yanımda olacağını bilerek açlık grevine ara veriyorum. Henüz özgürlüğüme kavuşmamış olsam da, gelinen aşama devrimci iradenin kazanımı, enternasyonal dayanışmanın zaferidir.
Bu zafer en başta Yunan halkınındır. Yunan halkı ve onun bağrından çıkan başta Acil Komite olmak üzere ilerici, devrimci kişi ve örgütlerin enternasyonal dayanışması zaferin kazanılmasında belirleyici olmuştur. Bu nedenle zaferin esas sahibi Yunan halkıdır.
Bu zafer, Yunanistan’da Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimci, yurtsever örgütler tarafından kurulan Turgut Kaya’ya Özgürlük Platformu’nun zaferidir.
Bu zafer, Filipinler’den Filistin’e, Amerika’ya; Fransa’dan İtalya’ya, Rojava’ya; Pakistan’dan İrlanda’ya, Almanya’ya, İsviçre’ye; Belçika’dan Norveç’e, İngiltere’ye vb. gösterilen enternasyonal dayanışmanındır.
Bu zafer, OHAL koşullarında mücadele eden ve dayanışma gösteren Türkiye ve T. Kürdistanı’ndaki tüm devrimci demokratik örgüt ve kişilerindir.
Bu zafer, Avrupa’da faaliyet yürüten başta ATİK-UPOTUDAK, Yeni Demokratik Gençlik ve Yeni Kadın olmak üzere göçmen demokratik kitle örgütlerinindir.
Bu zafer, dayanışma için açlık grevi yapan Yunanistan hapishanelerindeki tutsak DHKP/C’lilerin ve Türkiye hapishanelerindeki TKP/ML tutsaklarının zaferidir.
Bu zafer, devrimci dayanışmanın zaferidir.
Bu zafer, enternasyonal dayanışmanın zaferidir.
Yaşasın devrimci dayanışma!
Yaşasın enternasyonal dayanışma!”