TKP/ML GYDK’dan açıklama “Türk devletinin en temel özelliği katliamcı olmasıdır”

SAMSUNG CAMERA PICTURES

Elimize e-posta yoluyla ulaşan bir habere göre Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML)’ye bağlı Geçici Yurtdışı Komitesi (GYDK) Aralık ayı içerisinde gerçekleştirilen 19 Aralık Hapishaneler, Maraş ve Roboski katliamlarına ilişkin 13 Aralık tarihli bir açıklama gerçekleştirerek “Türk devletinin en temel özelliği katliamcı olmasıdır. Bu ona Osmanlı’dan kalan bir mirastır” dedi.

Açıklama şu şekilde sürdürüldü:

“Türk devleti, Kemalizmin ideolojik rehberliğinde 1923’de kuruluşunu ilan ettiği günden itibaren, yeni oluşturulan Türk devletinin varlığını ancak diğer ulusları ve azınlıkları katlederek, yok sayarak koruyabileceğini benimsediği için çok geçmeden katliamlara başlamıştır. Kürtlerin “kurtuluş savaşı” sonrası haklarının tanınacağına ilişkin Lozan’da verilen sözlerin bir anda unutulmasıyla başlayan isyanlara ilk eklenen Şeyh Sait isyanının bastırılması olmuştur. Bunu, 1915 soykırımından geri kalan Ermeniler ve yine ülkede azınlık konumunda olan Rumlar ve Yahudilerin katliamları ve sürgünleri izlemiş, buna yenileri eklenerek günümüze kadar gelmiştir.

Türk devletinin tarihi elbette sadece bu katliamlarla sınırlı değildir. Sınıfsal ve ulusal mücadele yükseldikçe faşizm de katliamlarını o boyutta devam ettirmiştir. Kemalist faşist devlet kendi düzenini korumak için uyguladığı sürekli faşizmle, demokrasinin bazı kırıntılarına dönem dönem göz yumduysa da, ülke sürekli olarak askeri faşist darbelerle, parlamenter maskeli faşist düzenle korunmaya ve sürdürülmeye çalışılmıştır.”

 

“AKP, tam bir Alevi düşmanıdır”

1978 Maraş katliamının; Türk devletinin yükselen devrimci hareketin iktidarı sarsan gücünü baskıyla yok etmek, açık faşist bir yönetime geçmek için MHP’li faşistler eliyle gerçekleştirdiği katliamlardan biri olduğuna vurgu yapan GYDK; “Alevilerin hedef seçilmesi tesadüfü değildir. Bilinçli ve planlı bir şekilde devlet MHP eliyle bu katliamı gerçekleştirmiş ve ardından sıkıyönetime geçerek, bir yıl sonrada 12 Eylül Askeri Faşist Darbesi yapılmıştır” dedi.

Maraş katliamının bu yönüyle üzerinden kalay kolay atlanacak bir katliam olmadığına, gerçek katillerinin devlet tarafından hiçbir zaman deşifre edilmediğine, yargılanan bazı MHP’li katillere ise göstermelik cezalar verilerek davanın kapatıldığına dikkat çeken GYDK; Alevilere yönelik yeni oyunlar ve olası katliamların bugün AKP eliyle devam ettirildiğine vurgu yaparak açıklamasını “AKP, tam bir Alevi düşmanıdır. Sünni İslam geleneğiyle hareket eden AKP’nin 14 yıllık iktidarı boyunca Alevilere karşı gösterdiği düşmanlık, artık gizlenemez bir şekilde başka araçlarla sürdürülüyor.  Cemevlerini türlü gerekçelerle Alevilerin ibadet yeri görmeyen, cami imamlarının maaşları, camilerin su ve elektrik paralarının devletçe karşılandığı, buna karşın Alevilere karşı düşmanca politikalarını sürdüren AKP’nin IŞİD eliyle Alevilere karşı katliamlar planladığı defalarca kamuoyuna yansıdı” şeklinde sürdürdü.

 

“19 Aralık’ın hesabı er geç sorulacaktır”

Türkiye’de hapishaneler katliamının en acımasızı ve kanlısı 19 Aralık 2000 tarihinde gerçekleşen katliamdır” diyen GYDK, faşist diktatörlüğün bu katliamla direnişi bitireceğini ve devrimcileri teslim alacağını sandığını ama yanıldığını vurgulayarak “Devrimci tutsaklar onlarca kayıp vermesine karşın teslim alınamamışlardır. Direniş, katliam sorası da aylarca sürmüş, dışarıda sürdürülen destek eylemlerinde 100 yakın eylemci sürdürdüğü ölüm orucu eyleminde ve devletin direniş evlerine yaptığı saldırılarda hayatını kaybetmiştir. 19 Aralık hapishaneler katliamının katillerini devlet aklayarak bu katliamın dosyasını kapattığını sansa da yanılmaktadır. Bu katliam unutulmayacaktır. Hesabı er ya da geç sorulacaktır” dedi.

Hapishanelerin şimdilerde bir işkence merkezi gibi çalıştığını belirten GYDK, bu konuda şunları söyledi: “Kapasitesini aşan ve en az 5 bin kişinin fazladan kaldığı mevcut hapishanelerde, hak ihlalleri, keyfi cezalar, sürgünler devam etmektedir. 500 devrimci tutuklunun hasta olduğu, bunların önemli bir bölümünün ölüm sınırında bulunmasına rağmen bırakılmaması, faşist diktatörlüğün yeni katliam planının bir parçasıdır.

 

“Kürt düşmanı Türk devletinin hevesi kursağında kalacak”

Türk devletinin kurulduğundan günümüze Kürt ulusuna karşı düşmanca bir politikayla hareket ettiğini ve Kürtlerin her hak istemini katliamla bastırdığını belirten GYDK “1925’ten şimdilere taşınan Kürt ulusal direnişi ve başkaldırıların da yüz binlerce Kürt köylüsü, emekçisi katledilmiştir. PKK’nın 1984 yılında başlattığı silahlı direniş ve başkaldırıda 50 bin Kürt köylüsü, emekçisi ve aydın katledilirken, 5 milyon Kürt köylüsü yerlerinden edilerek göç ettirilmiştir” dedi.

Kürt köylüsüne karşı en acımasız katliamlarından biri de 28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski Köyü’nde sınır ticareti yapan 36 Kürt köylüsünün F-16 savaş uçaklarının yaptığı bombalama sonucu hayatını kaybetmeleri olmuştur” diyen GYDK faşist diktatörlüğün bu katliamın sorumluluğunu Gülencilerin üzerine atmaya çalıştığına dikkat çekti ve “AKP işlediği bu suçun hesabını vermekten kurtulamaz” dedi.

Daha yakın bir dönemde Suruç, Lice ve daha birçok ilçede gösterilen direnişler karşısında, acımasız bir şekilde, bodrum katlarında topluca katledilen yüzlerce insanın kanı daha kurumamışken, beşer onar katledilen Kürt gerillalarının parçalanan bedenleri faşizmi korkutmaya devam ediyor” diyen GYDK HDP’li vekiller ve belediyelere dönük kayyum, gözaltı ve tutuklama terörüne de değinerek “direnişi bitirmeyi hedefleyen Türk devletinin bunu başarmasının mümkün olmadığı, tarihsel direniş tecrübeleriyle sabitken, bu son saldırılarında Türk devletinin başarılı olması hevesi kursağında kalacaktır” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.