Filistin ve Lübnan halk direnişlerinin yanındayız
TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi, yaptığı bir açıklama ile Filistin ve Lübnan halklarının siyonist İsrail’e karşı sürdürdüğü direnişe destek çağrısında bulundu. Emperyalizme ve faşizme karşı enternasyonal dayanışmanın önemine vurgu yapıldı.
7 Ekim 2024
Türkiye Komünist Partisi – Marksist Leninist (TKP-ML) Ortadoğu Parti Komitesi, Filistin ve Lübnan halk direnişlerine desteklerini belirten yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, emperyalizmin ve siyonizmin bölgedeki saldırılarına karşı direniş çağrısı yapıldı. “Filistin ve Lübnan halk direnişlerinin yanındayız, siyonist İsrail döktüğü kanda boğulaşacak!” başlıklı açıklamda, siyonist İsrail’in “Aksa Tufanı” olarak adlandırılan Filistin eylemleri karşısında büyük prestij kaybına uğradığı ifade edildi: “Bu eylem, ezilenlerin yaratıcılığını ortaya koyan bir eylem olmasının yanında, onlarca yıldır kan döken İsrail’in tüm prestijini yerle bir etmiştir.”
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Emperyalizm, tüm vahşeti ile yeniden tarih sahnesine dönüyor. Birinci ve ikinci paylaşım savaşlarıyla kan gölüne çevirdiği dünyamızı yeniden yaşanılmaz bir hale getiriyor. Faşizm, siyonizm, molla, dikta ve tüm gerici kollarıyla dünyada olduğu gibi Ortadoğu’da da giderek daha fazla işgal ediyor, soykırım gerçekleştiriyor, talan ediyor ve sömürüyor.
“Aksa Tufanı” olarak adlandırılan ve Filistin’in İsrail zulmüne karşı, tüm güçleri ile gerçekleştirdikleri eylemden bu yana bir yıl geçti. Bu eylem, ezilenlerin yaratıcılığını ortaya koyan bir eylem olmasının yanında, onlarca yıldır kan döken İsrail’in tüm prestijini yerle bir etmiştir. “Her şeyi bilen(!) ve haberdar olan(!)” istiharatı, bu eylem karşısında şaşkına dönmüştür. Bu çaresizliğin ürünü olarak siyonist devlet çarpıtmalara başvurmuştur. ABD ve İngiliz emperyalistlerinin borozanı olan medyası, siyonist İsrail devletinin prestijini inşa etmek için her türlü yalana, baskılamalara ve yönteme başvurmaktadır.
Eli kanlı İsrail devleti, geçen zaman içinde Gazze’de büyük bir soykırım gerçekleştirmiştir. Soykırım devam etmektedir. Ezilenlerin belleğinden kolay kolay silinmeyecek olan bu soykırım, bugün Gazze’yi aşarak Lübnan’da devam ettirilmektedir. Mevcut durumda bölgenin haydutu, siyonist İsrail’in hedefi; Gazze’yi yeryüzünden silmek, Lübnan’ın güneyini ise işgal etmektir. Bu, aynı zamanda dünya halklarının bir numaralı düşmanı ABD ve İngiliz emperyalizminin de amacını göstermektedir. Siyonist devlet, Litani nehri ve Golan tepeleri ile birlikte tatlı su kaynaklarını denetimi altına almak; Filistin, Lübnan ve sonrasında Suriye topraklarını adım adım işgal etmek istemektedir.
Yaşanan soykırım ve yapılan suikastler, işlenebilecek tüm savaş suçları eşliğinde gerçekleştirilmektedir. Bugün, 42 binden fazla insan Gazze ve Lübnan’da katledildi. Direnişin önderlerinden Hasan Nasrallah ve bir çok direniş gücünün önemli komutanları, siyonist İsrail’in sivil gözetmeksizin yapılan saldırıları sonucu katledildiler. Devrimci güçler de bu süreçte, önder kadrosu dahil bir çok savaşçısını şehit verdi.
Savaş durmuş değildir. İsrail, Lübnan’ı ağır bir biçimde bombalamaya devam etmektedir. Gazze’yi haritadan silme amacındadır. Tüm bölgeyi etkisi altına alan bir yoketme saldırısı ve işgal süreci yaşanmaktadır. Siviller hedeflenerek büyük miktarda bombardımanlar yapılmaktadır. Kullanılması yasak olan bir çok bomba türü halkın üzerine yağdırılmakta, Beyrut yerle bir edilmekte ve Lübnan’ın güneyi insansızlaştırılmaktadır. ABD ve İngiliz emperyalizmi Gazze soykırımının azmetricileri; bölgede ki taşeronları olan Türk, Suudi, Katar, Ürdün, Mısır devletleri ise soykırımın suç ortakları olarak tarihe geçtiler.
Dünyanın baş haydutu ABD, İsrail vasıtasıyla Akdeniz’in doğu kıyısına tümden sahip olmak ve Kızıl Deniz’i adeta kendi “denizi” haline getirmek istemekte, bu amaçla bölgede askeri yığınaklarını yoğunlaştırmaktadır. Yaşanan soykırım devam ettirilerek bölgesel bir savaşın kapısı aralanmıştır. Soykırım ve işgaller aynı zamanda NATO’nun Rus ve Çin emperyalizmine karşı, Ortadoğu’ya yönelik bir hamlesidir.
Ezilen dünya halkları, özelde Ortadoğu’nun çilekeş halkı bu soykırımları asla unutmayacaktır. Emperyalizm, özelde siyonizim her geçen gün kendisine olan nefreti büyütmektedir. ABD, İngiliz, Fransız, Alman emperyalistleri İsrail siyonizmini açıktan desteklerken, dünyanın ezilen halklarının yüreği Gazze’de, Beyrut’ta atmaktadır. Dünya çapında yükselen öfkenin mayası bugün, Gazze ve Lübnan’da yaşanan soykırımdır.
Bir yandan Filistin ve Lübnan’da, diğer yandan ise Kürdistan dağlarında aynı zihniyetin işgali sürdürülmektedir. İlkini siyonist İsrail, ikincisini ise faşist TC devleti yürütmektedir. Her iki yakada, dağlardan ve kentlerden, emperyalizmin farklı kolları olan faşizme ve siyonizme karşı ezilenlerin savaşı sürmektedir. Bu bağlamda; emperyalizm girdiği her alanda, kendi karşıtı olarak halkların direnişini doğurmaktadır.
Yaşanan yıkımlar ve verilen kayıplar ağırdır. Soykırımların faili emperyalizmdir. Bu minvalde, Ortadoğu halklarının kurtuluşunu bir diğer emperyalist ve işbirlikçi güçlerden beklemek, soykırımların devamını dilemek demektir. Ne Rus-Çin emperyalistleri, nede ABD-İngiltere ve AB’li emperyalist güçler ezilen halklara çare olabilir. Yaşanan soykırımın tek çaresi birleşik mücadelenin güçlendirilmesi, halkların birliğinin inşası, direnişlerin sürdürülmesi ve enternasyonal dayanışmadır.
40 binden fazla kayıba rağmen, Filistin direniş güçlerinin silahları susmadı. Yüzlerce sivilin katledilmesine ve önderlik kademesindeki önemli kayıplara rağmen Lübnan’da direniş sesleri kesilmedi. Bu direnişler, ezilen bölge halklarının karşı koyuşudur. Gazze’nin yıkıntıları arasından, Lübnan’ın yer altı mevzilerinden, Kürdistan dağlarının doruklarından, halkların kurtuluş umudu filizlenip boy vermektedir. Bu umut, faşizm ve siyonizmi döktükleri kanda boğacaktır.
Halkların kurtuluş mücadelelerini karşı karşıya getiren, birini diğerine kırdırtan emperyalist-kapitalist sisteme aktif karşı koymayan, halklar arası dayanışmayı köstekleyen tüm siyasetlere, ideolojik akımlara karşı büyük bir mücadele verilmelidir. Tüm bu siyasetler, amacı ne olursa olsun siyonizmin ve faşizmin değirmenine su taşırlar.
Filistin ve Lübnan’da sürdürülen direnişe bin selam olsun! Enternasyonal alanda tüm komünist-devrimci-demokratik ve yurtssever kurum, kuruluş ve güçleri, Ortadoğu halklarının yükselttiği direnişe omuz vermeye çağırıyoruz. Gün, tüm gücümüzle haklı savaşı yükseltme günüdür; Kürdistan, Lübnan ve Filistin’de yürütülen mücadele ile enternasyonal dayanışmayı yükseltme günüdür. Bu anlamda sınıfı, halkı ve ezilen tüm kesimleri devrim mücadesinde örgütlemenin ve eylemsellikleri yükseltmenin zamanıdır. Nasıl ki tarihte emperyalizme karşı zafer kazanıldıysa; bugün de emperyalizme, faşizme, feodalizme, ataerkiye, şovenizme ve her türden gericiliğe karşı savaşarak yeni zaferler kazanacağız. Emperyalizm ve uşakları kaybedecek, çeşitli milliyet ve azınlıklardan Ortadoğu halkları kazanacak!
Yaşasın Filistin ve Lübnan halklarının direnişi!
Nehirden denize Filistin özgür kalacak!
Siyonizmi döktüğü kanda boğacağız!
Yaşasın proleterya enternasyonalizmi!”