
Bir direniş ve azim örneği
Partizan, yaşamını yitiren Mustafa Dana (Ulusoy) için bir taziye mesajı yayımladı.
22 Nisan 2025
Devrimci hareketin Ege bölgesindeki çalışmalarında aktif rol alan ve yıllarca hücre hapsinde kalan Mustafa Dana (Ulusoy) için Partizan, “Bir direniş ve azim örneği” başlığıyla bir taziye mesajı yayımladı. Açıklamada, Dana’nın yaşamı boyunca örgütlü mücadeleden kopmadığı ve “bir direniş ve azim örneği” olduğu vurgulandı.
Partizan’ın taziye mesajı şu şöyle:
“Genç yaşta devrimci mücadeleye atılan Mustafa Dana, hep bir eylem insanı oldu. Hareketimizin Ege bölgesindeki çalışmalarında sürekli yer aldı ve yaşanan iç sorunlara rağmen halka ve devrime bağlılık bilinciyle, kolektifinin bilinciyle hareket etmekten geri durmadı. 1979 yılında bir eylem sonrasında tutuklandı ve 1991’de cezaevinden çıktı. Farklı eylemlerden aldığı iki ömür boyu hapis cezası nedeniyle, ağırlaştırılmış hapis cezasına dönüşen ceza sonucunda tek kişilik hücreye alındı ve uzun yıllar tek kişilik hücrede kaldı.
Çin ve Vietnam zindanlarındaki yoldaşlarının deneyimlerinden öğrendiği üzere hücrede yaşamını disipline etti. Düzenli spor yaparak, kitap okuyarak ve marşlar söyleyerek geçen hücre günlerinde bedenen ve ruhen çelikleşti. Hapishaneden çıktıktan sonra, evlilik nedeniyle Almanya’ya yerleşti ve üretime katılmanın hayatı üretmek olacağı bilinciyle inşaatlarda çalışmaya başladı. Bir iş kazasında 2,5 ton demirin altında kaldı.
7-8 aylık koma sürecinden sonra yeniden ayağa kalkarak yaşama tutundu. Çok sevdiği köyü Danaoğlu’nda, evinin çatısından düştükten sonra birçok başka hastalıkla mücadele etti. Koronaya yakalanıp komada kaldı, kalp krizi geçirdi ve tüm bunları güçlü bedeni ve inancı sayesinde atlattı. Almanya’ya geldikten sonra yoldaşlarıyla ilişkilerini sürdürdü ve bulunduğu alanda demokrasi mücadelesinin bir parçası oldu.
Örgütlü olmanın önemini hiçbir zaman unutmadı. Her zaman yoldaşlarını kucakladı ve yoldaşları da onu. Bireysel ve bencilliğin yükseldiği bir dönemde kolektif yaşam ve yoldaşlaşmanın en üst örneğini sergileyerek, hem Almanya’da hem de Türkiye’de geçirdiği hastalık sürecinde yoldaşları örgütlü bir şekilde ona sahip çıktılar. İşte bizi biz yapan bu ortak değerlerimizdir.
Düşme sonrası beynin oksijensiz kalması nedeniyle durumu ağırlaşarak tek başına bakılamaz hale geldi. Dil sorunu nedeniyle yoldaşları ortak bir kararla onu Türkiye’ye getirdi ve ilk etapta bir bakım evine yerleştirildi. Kaldığı yerden köyüne, Banaz’a gitme isteği yoğunlaşınca, Banaz’da kız kardeşinin yanına yerleştirildi.
Bu süreçte, beş yoldaşı ve avukatı tüm sorunlarla ilgilenmek üzere bir koordinasyon oluşturdular ve süreci idare ettiler. Asıl olan, ölürken değil, yaşarken o dostluğu ve dayanışmayı gösterebilmektir. Yaratılan bu ortak emek, bizlere her daim örnek olmalı.
Son anında, yoldaşlarını hatırlıyordu; başka birçok şeyi unutmuşken, yoldaşları onu son anına kadar yalnız bırakmadılar. Mustafa yoldaş, mücadeleyle geçen ömrünü, olmaması mümkün kazalar nedeniyle erken tamamladı. Ancak bizlere mücadele, dostluk ve yoldaşlık bıraktı.
Her zaman yoldaşlarının yüreğinde ve mücadelesinde yaşayacak.”