Elimize e-posta yoluyla ulaşan Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist(TKP/ML) Örgütlenme Komitesi’nin açıklamasında, “15 Temmuz 2016 tarihindeki “darbe girişimi”nin ardından darbeci subayların, ve destekçisi sivillerin “sığınma” taleplerine anında olumlu yanıt veren, Türk devletine iadesini reddederek serbest bırakan Yunanistan devleti, söz konusu bir komünist olduğunda, aralarındaki kriz, savaş söylemleriyle devam eden Türk devletiyle devrimcilere, komünistlere karşı tutumda nasıl da birleştiklerini bu pratikle bir kez daha göstermiştir” denildi.
“Turgut Kaya derhal serbest bırakılsın!”
Türkiye Komünist Partisi / Marksist-Leninist Örgütlenme Komitesi yayımladığı açıklamanın devamında şu ifadelere yer veriliyor:
“Türk sınırını geçen iki Yunan askerini halen elinde rehin tutan ve geçtiğimiz günlerde tutukluluk hallerinin devamına karar veren faşist AKP ve onun kontrolündeki medyası, Turgut Kaya’nın iade kararını “zafer” edasıyla karşılamış, yaklaşan seçimlerde, ülke içindeki sıkışmış durumunu bir nebze olsun rahatlatabilmek için bir manivela olarak kullanmaya çalışmıştır.
Turgut Kaya’nın Yunanistan’da bulunuşunu kriminalize etmeye, politik kimliğini yok saymaya kadar vardıran Yunan devleti ve yargı kurumlarının ise, Kaya’yı bugüne kadar serbest bırakmaya yanaşmayan, onu destekleyen kurum ve kişilere randevu dahi vermeyen tutumuna bakıldığında Türk devletiyle bir pazarlık içinde olduğu görünmektedir.
Bu pazarlık sürecinde belirleyici bir gündem olarak görünen, Türkiye’deki parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar süreci uzatarak, Kaya’yı ve onu destekleyenleri oyalayarak zaman kazanmaya çalışan SYRİZA hükümeti de bu kirli oyunun içerisinde rol almakta, demokratik görüntüsünün sadece bir maske olduğunu bu pratiğiyle göstermektedir. Politik kimliğini savunmak ve derhal serbest bırakılmak için başlattığı açlık grevinin 20’li günleri aştığı bir aşamada Turgut Kaya’yı görmezden gelmesi, oyalama taktiğine girmesi ve yetkililerden karşılığı olmayan boş sözler dışında somut tek bir kelimenin çıkmaması buna kanıt oluşturur durumdadır.
Syriza hükümeti, aksini ispat edinceye kadar, bu kirli oyunun bir parçası olarak görülmeye devam edecek, Turgut Kaya’nın kirli pazarlıklarda REHİN olarak tutulduğunu kabul etmiş olacaktır.”