Emperyalist Savaşlar ve Emperyalistler Arası Çelişkiler
“Dünya pazarlarının yeniden paylaşımı için tüm emperyalist ülkeler ABD, Rusya, Çin, Almanya, İngiltere, Fransa ve askeri ittifakları aktif bir şekilde 3. Emperyalist Paylaşım Savaşı’na hazırlanıyorlar. Mevcut olan silahlarını son teknolojik silahlarıyla yenilemekteler. Süreç nükleer silahların da devreye sokulabileceği bir üçüncü emperyalist paylaşım savaşı riskini gündemimize yerleştirmiştir.”
7 Mayıs 2024
Bugün dünya ekonomisi, birkaç büyük emperyalist ülkenin ve bu ülkelerin denetiminde olan tekel gruplarının kontrolü altındadır. Başka bir deyişle birkaç emperyalist ülke dünyanın ihracat ve ithalatının tamamını değil ama büyük bir kesimini denetimleri altında tutuyor. Bu ülkelere kısaca bir bakarsak:
ABD; dünyanın en büyük ekonomisine sahip bir emperyalist devlettir. Dünyanın en büyük askeri gücünün ve aynı zamanda büyük bir nükleer silah gücünün de sahibidir. Devamla, diplomatik ve politik bağlantıları sayesinde NATO’yu da elinde bulunduruyor ve yönlendiriyor. Bu gücüyle de dünyadaki pazar alanları üzerinde söz sahibidir diyebiliriz. ABD yönetimi, kısa bir süre önce yapılan NATO toplantısında Rusya’yı “yakın tehdit”, Çin’i ise “en büyük rakip” olarak gördüğünü açıkladı. Bu devletlerle mücadele edeceğinin sinyalini verdi.
Rusya; Batılı emperyalistlerin en önemli rakibi ve aynı zamanda nükleer silahlara sahip bir ülkedir. Kafkasya, Ortadoğu, Afrika, Asya, Güney Amerika ülkelerinde ekonomik ilişkileri vardır. Suriye ve Libya’da askeri ve mali olarak yerleşmiş durumda olan Rusya, aynı zamanda petrol ve doğalgaz gibi zenginliklere de sahiptir. Aynı zamanda bir tarım ülkesidir. Çin ve Hindistan’dan sonra dünyanın üçüncü büyük buğday üreticisi ve ihracatçısıdır.
Çin; Uluslararası alanda üretim ve ticaretin en önemli ülkelerinden biri haline geldi. Ekonomik gelişmesiyle birlikte askeri gücünü de teknolojiyle donatarak güçlü bir hale getirdi. Son dönemlerde başlatmış olduğu ”Kuşak Yol Projesi”yle kesenin ağzını açarak Asya’dan Afrika’ya kadar uzanan çalışmalarla 400 milyar dolarlık bir yatırım yapma peşindedir. Çin bugüne kadar Afrika ülkeleriyle yaptığı anlaşmalarla 143 milyar dolar kredi bu ülkelere vermiş durumdadır.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Y, Ocak ayında yaptığı bir konuşmada Rusya ile Çin arasında bir ”stratejik ortaklıktan” bahsetmişti. Bu ittifak, Çin’in ”Yol Ve Kuşak İnisiyatifi” ve bu projenin coğrafyasıyla örtüşen Avrasya Ekonomik Birliği, Şanghay İşbirliği Örgütü gibi kurumlarla, askeri ve teknolojik ilişkilerle de destekleniyor. Çin ve Rusya ittifakı, henüz NATO benzeri bir ittifak değil ama bu iki ülke uluslararası kurumlardaki pazarlıklarda birbirini hatta ABD’nin karşısında İran gibi kendine yakın bulduğu ülkeleri kollayan ve koruyan bir ittifak. Çin deniz kuvvetlerinin, Rusya deniz kuvvetleriyle Ekim ayında Batı Pasifik’te gerçekleştirdikleri ortak manevralar, iki ülkenin uzun menzilli stratejik uçaklarının Japonya suları ve Doğu Çin Denizi üzerinde gerçekleştirdikleri ortak devriye uçuşları; ”Stratejik ortaklık yeni bir işbirliği düzeyine, fiili askeri ittifaka doğru evriliyor” yorumlarını desteklemektedir.
Diğer emperyalist ülkeler Almanya, İngiltere, Fransa, Japonya vd.’de bölgelerdeki bağlantıları, işgal ve saldırılarıyla vb. tanımlayabiliriz.
Emperyalistler arası rekabetin bölgelere yansıması
Emperyalist-kapitalist sistem, ekonomik ve siyasal krizlerin aynı zamanda savaşların da yaratıcısı ve sürdürücüsüdür. Bugün açısından siyasi krizlerin ve buna bağlı olarak çatışmaların, bölgesel savaşların olduğu yerleri bir gözden geçirelim.
Ortadoğu; Emperyalistlerin çatışma alanlarından biri olmaya devam ediyor. Bölge öteden beri bu yana İngiliz ve Fransızların, sonradan da ABD ve Rusya’nın emperyalist çıkarları uğruna çok sayıda savaşa sahne oldu. Burada Türkiye, İsrail, İran gibi bölge ülkeleri de emperyalistler arası çelişkilerden yararlanma ve böylece de bölgesel savaşların tarafı olma durumlarında kalmaktalar. Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi olan İran, bölgeye yönelik plan ve stratejisi açısından engel gören ABD emperyalizminin doğrudan hedef aldığı ülkelerden biridir. İran, ABD ve İsrail’in hedefindedir. Ortadoğu’da egemen olmaya ve bölgeyi kendi stratejik yedeği haline getirmeye çalışmayan emperyalist güç yok gibidir. ABD ve Rusya askeri üs, donanma ve askerleriyle bölgede. Akdeniz’e donanma gönderen İngiltere ile Fransa zaman zaman bölgede diğer emperyalistlerle birlikte hava bombardımanlarına katılıyorlar. Bugün açısından da İsrail’in yanında mazlum Filistin halkının bombalanmasına destek sunuyorlar. Çin ise bu bölgede silah ile değil ama ekonomik olarak emperyal bir siyaset izliyor. Bölge ülkeleriyle yaptığı ticari anlaşmalara kendisine bağlama taktiği izlemektedir.
Asya Pasifik; Bir çatışma bölgesi de burasıdır. ABD ve Çin bölgede hakimiyet kurmak için rekabet etmektedir. ABD emperyalistleri Japonya, G.Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı yanına alarak Çin’i çevrelemek istemektedir. Buna karşın Çin Rusya’yı yanına alarak Hindistan, Pakistan, Kazakistan, Özbekistan’ın da katıldığı
”Şanghay İşbirliği Örgütü” kuruldu. ABD öncülüğünde çok sayıda Asya ülkesi Tayland açıklarında ”Olası Çin Savaşına Yönelik” büyük bir askeri tatbikat yaptı. ABD askerlerinin yanısıra Tayland, Japonya ve G. Kore hava, kara ve deniz birlikleri tatbikata katıldılar. Çin de karşı bir askeri harekat için hazırlıklara başladı.
Emperyalistler savaşa hazırlanıyor
ABD, Ukrayna’da Rusya’ya karşı bir savaş sürdürüyor. Bu savaşı AB’li emperyalistlerle birlikte planladılar ve pratikleştirdiler. Ukrayna’da ABD öncülüğünde NATO ile Rusya arasında yürüyen savaş, on binlerce insanın ölümüne neden olurken, siyonist İsrail devletinin Filistin’e yönelik soykırım saldırılarında 35 binden fazla Filistinli yaşamını yitirdi. Kafkaslar’dan Ortadoğu’ya, Afrika’dan Asya’ya dünyanın dört bir yanında bölgesel savaşlarda her gün binlerce insan yaşamını yitiriyor.
Emperyalistler arasındaki pazarlar için rekabetin sertleşmesi askeri politikalara da yansımaktadır. Kapitalist-emperyalist ülkelerde militarizm güçleniyor, silah sanayi gelişiyor. Emperyalist kapitalist ülke yönetimleri, bütçelerinden silahlanmaya daha fazla bütçeler ayırmaya başladılar. ABD emperyalistleri Asya Pasifik’te, Afrika’da, Ortadoğu’da, Doğu Avrupa’da güç olmak için silahlanmasını artırırken AB’li emperyalistler de silahlanmaya teşvik ediyor. Almanya ve Fransa silahlanmaya büyük bütçeler ayırıyor.
İçinden geçtiğimiz süreçte emperyalistler dünyayı paylaşma, pazarları ele geçirme savaşına doğru ilerliyorlar. Rusya-Ukrayna savaşı, Rusya ile ABD-NATO ittifakı arasındaki emperyalist rekabetin savaşıdır. Günümüzde ABD, İngiltere ve AB’li emperyalistlerle Çin ve Rusya emperyalistleri arkalarına aldıkları ülkeler arasındaki çıkar çatışmaları Ortadoğu, Güney Amerika, Afrika, Asya Pasifik’te çatışmalara dönüşmüştür. Ortadoğu’da siyonist İsrail devletinin Gazze’ye yönelik saldırı ve katliamları, Faşist TC devletinin Kürtlere yönelik saldırı ve işgalleri Ortadoğu coğrafyasını kan gölüne çevirmiştir.
Dünya pazarlarının yeniden paylaşımı için tüm emperyalist ülkeler ABD, Rusya, Çin, Almanya, İngiltere, Fransa ve askeri ittifakları aktif bir şekilde 3. Emperyalist Paylaşım Savaşı’na hazırlanıyorlar. Mevcut olan silahlarını son teknolojik silahlarıyla yenilemekteler. Süreç nükleer silahların da devreye sokulabileceği bir üçüncü emperyalist paylaşım savaşı riskini gündemimize yerleştirmiştir.
Emperyalizmin iktisadi temeli varlığını sürdürdüğü sürece emperyalistler arası ve emperyalist devletlerin körüklediği savaşlar kaçınılmazdır. Savaşları devrimler önler. Ya da savaşlar devrimlere yol açar. 1917’de Rusya’da gerçekleştiği gibi Ekim sosyalist devrimleri savaşları önler. Dünyada emperyalist kapitalist sistemlerin yıkılıp yerine sosyalizm kurulduğunda savaşlar son bulacaktır.