(*) HUIZHOU, Çin –aslında Çin’in en iyi üniversitelerinin yetiştirmesi gereken şey tamda buydu: Çin Komünist Partisinin ideolojisi ile demlenmiş genç kadın ve erkekler. Tartışma grupları kurarak Marks, Lenin ve Mao’yu okuyarak sosyalizmin gelişimini tartışıyorlar. Üniversite kampüsünde çalışan aşçıların, hademelerin ve şantiye işçilerinin çalışma koşullarını inceliyorlar. Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in sloganlarını tekrarlayarak kırsal kesimde yaşayan yoksul ailelere yardım etmek için gönüllü oluyorlar.
Mezun olduktan sonra, partinin belirttiği ideallerini, geçen ay Çin’in güneyindeki Huizhou yakınlardaki fabrikalarda işçi sendikaları örgütlemek ve işçiler için daha fazla koruma talep eden protestolar düzenlemek için bir araya getirmeye çalıştılar.
Parti burada bir sorun olduğunun farkına vardı. Yetkililer genç aktivistlerin çabalarını ezmek için onlarca genci göz altına alarak onların adalet çağrısını internetten kaldırmaya çalıştı fakat bu örnek, Çin toplumun içerisinde büyüyen eşitsizliğe, yolsuzluklara ve maddiyatçılığa karşı ülke çapında birçok gencin adalet çığlığına dönüştü. Protestocular katıldıkları bir mitingde ekipman fabrikasında çalışan işçilere seslenerek ‘Sizler işçi sınıfının bel kemiğisiniz’ ‘şerefinizi ve utancınızı paylaşıyoruz’ sloganları attılar.
Çin’de bu tür protestolar oldukça yaygındır, özellikle bağımsız bir sendikanın, haber kuruluşunun veya yargının olmadığı bir ülkede, işçilerin sokaktan başka gidecekleri bir yer yoksa. Fakat Huizhou’da düzenlenen eylemler farklıydı çünkü ülkenin en iyi üniversitelerinden yeni mezun olmuş öğrenciler tarafından organize edildi. Bu kesim 1989 da demokrasi yanlısı eylemde Tiananmen meydanının kana bulanmasının ardından sokaklardan uzak duran kesimdir. Katliamdan sonra on yıllar boyunca üniversite öğrencileri partinin ekonomik ve siyasal gündemine, yani istihdam, barınma ve diğer maddi refahın iyileştirilmesine yoğunlaşırken otoriter kuralları ya da sakınma politikalarını desteklediler. Ekonomik büyüme yavaşladıkça parti yetkilileri, gelişen teknolojinin de yarattığı olanakla, ülke gençliğinin Batı tarafından etkilenmesinden tedirgin olmaya başladılar.
Fakat Huizhou eylemcileri otoritenin beklemediği bir tehlikeyi temsil ediyor.
Mao’nun portrelerini taşıyarak sosyalist marşlar söyleyen genç eylemciler devlet tarafından zorunlu olarak verilen ideoloji derslerinde öğretilen fikirleri savunarak, komünizmin temel sorunları olan, yoksulluk, işçi hakları ve cinsiyet eşitliği gibi sorunları dile getirmeye başladılar. Protestolarda yer alan Renmin Üniversitesi (Pekin) görevlisi Chen Kexin “Yaptığımız şey tamamen yasal ve makul”. “Bizler Marksist’iz. Sosyalizmi savunuyoruz. İşçilerin yanındayız. Yetkililer bizi hedef gösteremez” dedi.
Lakin, hedef gösterildiler. 24 Ağustos’ta çevik kuvvet polisleri Huizhou’da kiraladıkları evlere baskın yaparak 50 kişiyi göz altına aldı. Polisler kapıyı kırıp içeri girdiklerinde eylemciler el ele tutuşarak Enternasyonal marşı söylediler. İşçi hakları savunucuların dediğine göre gözaltına alınanlardan bazılarının serbest bırakılmasına rağmen 14 eylemci ve işçi hala göz altında ya da ev hapsinde tutuluyor. Polis gözaltında tutulan işçileri yabancı yasa dışı örgütlerin temsilcileri olmakla suçluyor.
2012 yılından bu yana partinin başına geçen Cumhurbaşkanı Xi, kitaplarda geçen hukuk ve demokrasi anlayışının iktidarını kaybetmesine yol açacağını düşünerek Batı’ya ait kitapları kısıtlayarak, “Batı değerleri”nin kampüslerde etkili olmasını engellemeye çalışıyor. Cumhurbaşkanı Xi aynı zamanda üniversitelerin Mao ve Marx üzerine öğretilerini genişletmesini istedi. Mayıs ayında Pekin Üniversitesi’ni ziyaret eden Xi, öğrencilere Marksizm’i ilerletmeleri gerektiğini söyleyerek üniversitenin ikinci adının Marksizm olması gerektiğine vurgu yaptı.
Ama Parti içerisindeki bazı yöneticiler Marksizm ve Maoizm’e sadık öğrenci gruplarının yaygınlaştırılmasına karşı çıkarak, onların daha fazla ekonomik eşitlik ve işçi hakları taleplerinin modern Çin’in kapitalist ekonomi üzerindeki etkisini zayıflatacağından korkuyorlar. Sadece küçük bir öğrenci azınlığı olsa da Çin toplumunun solcu bir eleştirisini temsil ettikleri ve devletin böylesi bir oluşumu bastırmakta tereddütlü olmasından kaynaklı üniversite kampüslerinde ilgi çekmeye başladılar.
Çin’de binlerce genç internet sohbet odalarında canlı Maoist ve Marksist tartışmalar yürütüyor, bir kesimi sol içerikli internet siteleri açarak hava kirliliği, küreselleşme, ekonomi teoriye yönelik sansürden uzak düşüncelerini dile getiriyorlardı en azından son sürece kadar. Eylemciler bu hafta bazı üniversite yetkililerinin Marksist öğrencileri taciz ederek toplanmalarına izin vermediğini söyledi. Geçen yıl, Guangdong vilayeti başkenti olan Guangzhou’da Maoist bir tartışma grubuna öncülük eden Zhang Yunfan isminde bir öğrenci polis tarafından ‘sosyal düzeni bozmak için grup oluşturmak’ suçundan tutuklanmıştı.
Daha genç Çinliler genellikle kayıtsız, bencil ve para ile takıntılı olarak tanımlanır. Ama Çin’in son 100 yıllık tarihini araştıran Eric Fish, Tiananmen Meydanı katliamından sonra doğan kuşağın, eski nesillerin otoriteye karşı içgüdüsel korkusundan yoksun olduğunu söyledi. “Onlar sokaklara çıkmaya çok daha eğilimliler”, “Sokağa çıktıklarında başlarına nelerin gelebileceğini pek önemsemiyorlar” dedi.
Huizhou’daki anlaşmazlık temmuz ayında, kaynak ekipmanı üreten Jasic Teknolojinin fabrikada çalışan işçilerin bağımsız bir sendika kurmalarını engellemesiyle başladı. Çin, parti tarafından kontrol edilen Çin Sendikalar Federasyonu’na bağlı olmayan bağımsız bir sendikanın kurulmasına izin vermiyor. İşçiler, yöneticilerin resmi sendikanın yerel şubesini ele geçirdiklerini söyleyerek düşük ücret karşılığında köle muamelesi görmelerine karşı şikâyet dilekçesi yazarak imza toplamaya başladılar. Polis hemen müdahale ederek birkaç işçiyi gözaltına aldı.
Bu durumu internet ortamında bulunan sohbet odalarından öğrenen genç eylemciler onların mücadelesini sahiplendi. Üniversite mezunu ve öğrencilerden oluşan 40 kişilik bir grup Huizhou’da bulunan, Guandong Vilayetine bağlı 4,8 milyon işçinin çalıştığı, üretim merkezine gittiler. Yüzlerce öğrencide sosyal medya üzerinden işçileri desteklediklerini açıkladılar. Birkaç üniversite öğrencileri Huizhou’ya gitmemeleri için uyardılar. Pekin üniversitesinde Yabancı Diller bölümünden mezun olan Yue Xin isimli genç kadın göz altına alınmadan önce yaptığı bir röportajda “Yerimde oturup, sadece internet ortamında bir destek mesajıyla yetinemezdim. Yerimden kalkmam gerekiyordu” dedi.
Haziran ayında Pekin üniversitesi Eczacılık bölümünden mezun olan 21 yaşındaki Zhang Shengye bizzat kendi ailesinin verdiği mücadeleden esinlenerek protesto eylemlerine katıldığını söyledi. Babasının, 1990’lı yıllarda özelleştirme furyasında kamuya ait bir firmada çalışırken işten çıkarıldığını ve bunun yarattığı ‘finansal ve duygusal çöküş’ deneyimini anlattı.
Fakat Marks’ın “İnsanlığa hizmet et” çağrısına koleje giderken cevap vermeye karar verdiğini söyledi. Okulunun kampüsünde yaşanan düşük ücret ve kötü muameleye öfke duyan kendisinin de içinde bulunduğu öğrenci grubu Marksist Araştırma Birliği hak ihlalleri raporu yayınladı. Huizhou’da genç eylemciler birbirlerini yoldaş diye çağırıyorlar ve üzerlerine sıkılı yumruk resmi olan ve “Birlikten güç doğar” yazılı tişörtler giyiyorlar. Eylemde işçilerin yanında yürüyerek “Sendika kurmak suç değildir” yazılı pankart taşıdılar. Fabrika işçilerin maruz kaldığı kötü muameleyi tiyatro oyunuyla sergilediler.
Kendilerini Maoist olarak tanıtmalarına rağmen, Nepal ve Hindistan’daki Maoist isyancılar gibi şiddete başvurmuyorlar eylemlerinde. Onların felsefesi, Çin toplumunun batıdan etkilenmesini engellemeye çalışan ve partiye daha az karşı gelen, eski Çinli Maoistlerden farklı. Genç eylemciler Cumhurbaşkanı Xi’yi destekleyen iyi birer komünist olduklarını ısrar ediyorlar.
Tutuklanmadan önce CB’nı Xi’ye yazdığı açık mektupta genç bir kadın olan Yue onun yolsuzluğa karşı sürdürdüğü mücadeleden ve genç yaşlardayken yoksul bir köyde çalışmasını örnek aldığını söylemişti.
Ayrıca Huizhou’da başlatılan kampanyanın köklerini yabancı fikirlerden değil 4 Mayıs 1919 öğrenci hareketinden aldığını ekledi. 1919 öğrenci hareketinin Komünist devrimin habercisi olduğuna inanılır. Ayrıca, kampüslerde kadınlara yönelik cinsel tacizlere ve saldırılara karşı #MeToo hareketine öncülük eden Yue’dan 24 Ağustos’ta polis tarafından göz altına alınmasından bu yana haber alınamıyor.
Arkadaşları, işçilerin kampanyasına ilk dikkat çeken öğrenci Shen Mengyu içinde kaygılandıklarını söylediler. Eylemciler, Shen Mengyu’nun güvenlik güçleri tarafından bir otelde tutulduktan sonra ailesinin evinde gözetim altına alındığını belirttiler.
Birkaç fabrika işçisi tutuklanarak sosyal düzeni bozmaktan ceza aldılar. Eşi Yu Juncong’un da tutuklandığını söyleyen Huang Lanfeng, hükümetin fabrikalardaki kötü koşulları görmezden gelerek, işçileri haksız yere cezalandırdıklarını söyledi.
“Pes etmeyeceğiz, kötülere karşı sonuna kadar savaşmaya yemin ediyoruz” dedi. Yeni okul yılı başladığı bu dönemde eylemciler kampanyaya daha fazla yoğunlaşacaklarını söylediler.
Zhang ve diğer arkadaşları ölümünün 42. Yılında Mao’nun doğup büyüdüğü Shaoshan’da tutuklananların serbest bırakılması için bir eylem düzenlediler. Polis eylemi dağıttı ve kısa süreliğine Zhang’ı göz altına aldı. Zhang, 24 Ağustos’tan sonra göz altına alındıktan kısa bir süre sonra serbest bırakılmıştı.
Zhang, partinin yetkilileri cezalandırmasını talep eden bir bildiri yazarak dağıttı. Bildiride “biz buradayız çünkü yaptığımız şeyin haklı ve yasal olduğunun bilincindeyiz”
“Buradayız çünkü yıllarca öğrendiklerimizi işçilere geri vermek istiyoruz”
“Buradayız çünkü karanlık güçlerin yaşadığımız dünyada kötü niyetli bir şekilde gülebileceğine inanmak istemiyoruz.”
* Not: Yayınladığımız bu çeviri makale Javier C. Hernández tarafından kaleme alındı ve 28 Eylül 2018 tarihinde The New York Times gazetesinde yayınlandı: https://www.nytimes.com/2018/09/28/world/asia/china-maoists-xi-protests.html#click=https://t.co/wtr1hOAdyp
Çin devleti günümüzde dünyamızın belli başlı emperyalist güçlerinden biridir. Başkan Mao önderliğinde insanlığa Çin Devrimini ve Çin Halk Cumhuriyetini kazandıran Çin Halkı, Mao’nun ölümünden sonra iktidarı bir darbe ile gasp eden kapitalist yolcuları engelleyemedi. Çin’de revizyonizm adım adım kapitalizmi inşa etti ve günümüzde Çin’i emperyalist bir ülke haline getirdi.
Yukarıda yayınladığımız makale Çin’de son aylarda yaşanan sınıf mücadelesinin içeriğine dair önemli bilgiler içermektedir. Özellikle genç kuşak Çinli öğrencilerin tavrı dikkate değerdir. Okurlarımızın makaleyi ilgiyle okuyacağını düşünüyoruz.