Proletarya Partisi saflarında faaliyet yürüten ve Karslı olan Aziz Araz, 15-16 Haziran’la ilgili yapılan eylemler sonrasında 16 Haziran 1980 tarihinde İstanbul’da gözaltına alınarak işkencede katledilmiştir.
TİKB’nin yaptığı bir korsan eylem sonrasında çıkan çatışmada bir asteğmen ve iki er öldürülmüştü. Tek bir eylemciyi dahi ele geçiremeyen devlet, bölgede geniş bir operasyon başlatmıştı. Operasyonlar sırasında Aziz Araz da gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar, yoğun işkenceden geçirildi. Aziz Araz ve TİKB militanı Songül Kayabaşı bu işkenceler sonucuna katledildi.
Devlet işkenceyi örtbas etmek için, hemen bir rapor düzenleterek Aziz Araz’ın 16 Haziran 1980’de hastane yatağından düşerek beyin kanaması sonucu yaşamını yitirdiğini iddia etse de Aras’ı gözaltında gören dönemin Aydınlık gazetesi muhabiri Gülseren Mendekli, şahit olduklarını Aydınlık, 5 Temmuz 1980 tarih, 1. ve 6. sayfalarda şöyle anlatıyordu:
“Aziz hastaneye kaldırılsaydı belki ölmezdi”
“1. Şubede elektrik işkencesine uğradım…
…
Daha sonra askeri hastanede öldüğünü öğrendiğim Aziz Aras, Tugay’dan 1. Şube’ye götürülürken benimle aynı arabadaydı. Onu sürekli çıkardığı hırlama ve Şube’deki işkence odasında da göz bağlarımın altından bakarak görmüştüm.
Aziz Aras’a durumu çok kötü olduğu ve sorulara hırlama sesinden başka bir cevap veremediği halde elektrik verdiler. O gece, ‘Götürün buna bir iğne vurun, kendine gelsin’ diyerek Aziz Aras’ı sürükleye sürükleye odadan götürdüler.
Aras yarım saat sonra tekrar sürüklenerek odaya getirildi. Kendinde değildi. Aziz Aras’a işkence yapılmayıp hastaneye kaldırılsaydı belki de ölmezdi.
Daha sonra 1. Şube’de ifadem alınırken, Aziz Aras’ın Tugay’dan Şubeye getirilirken yarı baygın durumda olduğu bana özellikle yazdırıldı. Bu bir gerçekti, fakat polislerin ısrarla bu konu üzerinde durması suçu sadece askerin üzerine atma çabasından kaynaklanıyordu.”