Proletarya Partisi adına Örgütleme Komitesi tarafından yapılan Partim ve Devrim Şehitleri Anma Haftası açıklamasında sahiplenilen devrim şehitlerinden biri de “Haydar” parti isimli Murat Bileydi oldu. Cemil Oka ve Murat Bileydi’nin okul arkadaşı olan Ali Türker Ertuncay Özgür Gelecek gazetesinin internet sitesinde yayımlanan söyleşisinde Murat yoldaşı anlattı.
“Şehit sözcüğüne kendi inançları doğrultusunda mücadele edip bu inançlar doğrultusunda kaybettiğimiz arkadaşlarımız olarak bakıyorum” diyen Ertuncay “Elimizde iyi yaşamak için olanaklarımız bulunduğu halde halk için bir şeyler yapmak için mücadele ettik. Bu uğurda çok bedeller ödendi ve ödenmeye de devam ediyor” şeklinde sürdürdüğü konuşmasında; örnek olarak Cemil Oka, Murat Bileydi ve kendisinin mezun olunduğu takdirde iyi bir yaşamı elde etmek için çok fazla çaba sarf edilmesine gerek olmayan Kadıköy Maarif Koleji’nde okuduklarını, ama o dönemde mücadele ettiklerini anlattı.
Devrim ve komünizm şehitlerini anan Ertuncay “Bu ciddi bir emek ve can bedeli verilen bir mücadeledir. Kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızın önünde saygıyla eğilmek gerekiyor” dedi.
“Bir umutla hep ölmediğini umduk biz Maarifliler”
Murat yoldaş ile ilgili “Murat Bileydi tam anlamıyla bir faili meçhuldü. Murat’ın bedenini bile bulamadık” diyen Ertuncay’dan dinliyoruz gerisini:
“18 Mayıs 1978 günü Murat’la beraber müzik odasına girip herkes dersteyken yaklaşık beş dakika İbrahim Kaypakkaya’yı anlatan bir anons yaptık. Murat kapıyı tutarken ben mikrofonda konuşuyordum. Okul sessizlik içinde beni dinlemişti. Sonra bizi disipline verdiler. ‘İkimizin de sevdiğimiz biriydi. İşkencede öldürüldü. Herkes bilsin istedik’ gibi siyasi bir savunu verdik. Murat da benim arkamdan okulu bırakmıştı. İdare çaresizdi. Okulu bırakmıştık ama kayıtlarda öğrenciydik. Sonunda kendilerini hep iyilikleri ile hatırlayacağımız Erdoğan ve Atagün hocaların girişimiyle, ‘suçunu itiraf etme’ gibi hafifletici bir sebep bulunarak bir hafta uzaklaştırma cezası vermekle yetinmişlerdi.
Eylemi birlikte yapıp okuldan beraber uzaklaştırıldığım Murat Bileydi arkadaşımız 1980 yılından beri kayıp. Başka türlüsü mümkün görünmediğinden, öldürüldüğünü düşünüyoruz. Murat da benim gibi kısa bir zaman aralığında kaybolmuştur. Nasıl benim için ‘Öldürülüp bir çukura atılmıştır’ rahatlığı sergilenmişse, aynı şekilde Murat içinde o rahatlık sergilenmiştir. Üstelik Murat için daha da fazlası yapılmış ve olay ‘Burjuva babasının yanına gitmiştir’ tarzı sözlerle geçiştirilmeye çalışılmıştı.
Adını koyalım Murat, ailesinin maddi olanaklarına karşılık önce devrimci olmuş sonra ise parti saflarında mücadeleyi tercih etmiştir. Devrimciliği yoksulluktan ve zorunluluktan kaynaklı değil tamamen iradi bir tercihti. Bu tavır alkışlanacağına, burjuva denerek küçümseme yoluna gidilmiştir. Murat kaçırılarak öldürülmüş yine de kendisini partiye kabul ettirememiştir. Çünkü partinin yitirdiklerimiz listesinde ne adı anılmakta ne olaydan bahsedilmektedir. Doğrudur, bir umutla hep ölmediğini umduk biz Maarifliler. Ama üzerinden yıllar geçti. Doluya koyduk olmadı boşa koyduk dolmadı. Ne yazık ki Murat yok… Murat’ın kaçırılıp öldürüldüğüne dair en ufak bir şüphem bile kalmadı. Bunca yıla rağmen Parti belgelerinde de bir militan olarak kaçırıldığı veya öldürüldüğünün kaydı yok.
Murat Gebze örgütünde çalışıyordu. Ben ise o yıllarda tutukluydum. İtiraf etmeliyim ki, ilk duyduğum andan itibaren ‘acaba’ kuşkum ve umudum hep varolageldi. Ama artık eminim. Maarifte yetişmiş ve göğe kanatlanmışların içinde Murat da var. Gebze’nin bir karanlık köşesinde kaybettik güzel Murat’ımızı.”