“And olsun ki umutlarınız umutlarımız, yolunuz yolumuz,direnişiniz direnişimiz olacaktır!”

Özgürlük kokulu yoldaşlar, dağ kokulu, sevda kokulu yoldaşlar, yüreği yarın kokulu, türkü kokulu yoldaşlar, özgür kadını ilmek ilmek ören-nakış kokulu yoldaşlar, gözleri umut, sevgi kokan yoldaşlar.. Gülüşleri zafer kokan Zilan, Özlem, Ekin yoldaşlar… Üç koca yürek… Düşmana karşı küçük bedenlerinizle kahramanlık destanını  kızıl mermilerinizle Aliboğazı’na nakışettiniz. Özgür geleceğin mimarları kadınların nasıl savaşacağını en iyi şekilde öğrettiniz. Bundandı  gerillaya olan tutkunuz. İlk katıldığınız zamanki çabanız, öğrenmedeki sabırsızlığınız, bir anda her şeyi öğrenme isteğiniz. Şimdi bir bir canlanıveriyor düşün dünyamda. Sizlerle yol alıyorum o en değerli kelimelere sığmayan-sığdırılamayan yoldaşlık paylaşımlarına kadın rengi-kadın diliyle olan paylaşımlara…

Her Dersimli çocuk, direniş ve katliam masallarıyla büyür. Seyit Rıza, Qopo, Beselerin, Zarifelerin, Alişerlerin ve daha nice kadın ve erkeğin kahramanlıklarıyla büyür. Kürt olmanın, Kürtlere  yapılan zulmün,  yerinden yurdundan sürgün edilenlerin, kurşuna dizilenlerin, karnı şişlenen kadınların, bir ömür hapse mahkum olanların canlı tanıklarıydınız. Bu yüzden yüreğinizin derinliklerinde tutkuyla, özgür eşit bir yaşamı istiyordunuz. Hele bir de kadın olmanız bu tutkuyu daha da büyütüyordu. Bu tutku ne köleliği ne de çaresizliği barındırır. Bu tutku asidir, boyun eğmez direnir.

Özlem ve Zilan yoldaş, katıldığınız yıl ilk  karşılaşmamızı anımsıyorum… İlk anlar genelde unutulmaz gerillada. Uzun bir yolculuktan sonra görüşmüştük. Yol yorgunluğu etkilememişti sizi. Özlem yoldaşın heyecanı, buluşmanın sevinci gözlerine yansıyordu. Yol boyu yaşanılanları anlatarak ortamı şenlendirmişlerdi. Onun bu yanı çok iyiydi.

Yoldaşlar toplandığında o anda birarada bulunmanın mutluluğuyla birşeyler yapılır. Koşuluna göre belirlenir, fırsat kollanır. O günde hemen top oynamaya gidelim dediler yoldaşlar. Top oynayanı da oynamayanı da hep birlikte  garillanın doğal top sahasına gittik. Kadın yoldaşlarla erkek yoldaşlar ayrı takım oluşturduk bizim sayımız bir eksik olunca takıma Ünal (Cengiz İçli) yoldaşı seçtik. Elbette bizim takımımızda futbol rekabet yerine kollektif ve saygıya dayalıydı.

Oynarken Özlem ve Zilan yoldaşın kabiliyeti o anda birçok yoldaş üzerinde etki bırakmıştı. Sonraki yaşamları ve gerilla pratikleri de öyle oldu. Toplumda kadının yapamaz-savaşamaz düşüncesine inat gerillada yeni yaşamı örüyorlardı. Özgün örgütlenmemizde de en çok çaba harcayan yoldaşlardı. Pratik anlamda üstesinden gelmedikleri iş yoktu. Pratik işlerin yanısıra aynı zamanda kendi pratikleriyle beraber geneli sorgulamada da cesur ve açıktılar. Kendisiyle yüzleşen, doğru dersler çıkaran, yaşamı örer ve başarılı olur. Örneğin Özlem yoldaş bir eksik gördüğünde onu tartışıyor, sorguluyor ve birçoğumuzu da  sorgulamaya yönlendiriyordu. Özlem ve Zilan yoldaşla  gerillada kadın üzerine sohbetimizde gerilla alanının kadın için özgürlük demek olduğunu, gerillada kadının kendi özgürlüğünü ellerine aldığını anlatıyorlardı.

Gerilla yaşamı en kısa tarifi ile özgürlüktür. Gerilla dağ içiçe ve birbirine bağlıdır. Ne sadece dağ özgürlüğü ifade eder ne de sadece gerilla özgürlüğü ifade eder. Dağ ve gerillayı da özgür kılan düşüncedir, ideolojidir. Gerilla yaşamının özgürlüğü ideolojiden beslenir. İdeolojik yönlendirmenin zayıf olduğu gerilla birimleri düşmana, doğaya karşı edilgen duruma gelir. Üretemez, geliştiremez, yok oluşa doğru yol alır. Gerilla yaşamının sürekli yenilenmesi, her yoldaşın kendini yeniden yeniden yaratmasının toplamıdır. Kollektivizm burada anlam kazanır. Gerilla kollektiftir. Bireysel olan her davranışı kendi içinde eritir ve kollektifi güçlü kılar.

Gerillanın kadınlar için özgürlük ve savaş alanı olduğunun altını çiziyor, kadın savaşın içinde savaşarak özgür kadını yaratabilir diyordunuz. Evet, savaş içinde örgütlenen kadın hem kendisi ve yoldaşlarla  savaşımı hem de düşmana karşı savaş yürütür.  Bunu en en iyi yapan sizdiniz. Erkek egemen sistemin tüm kirini, etkilerini, nasıl bertaraf edeceğinizi, kadının nasıl bir güç ve irade haline geleceğini ve bunun kaynağının neresi olduğunu iyi tespit ettiniz. Erkeğin kadın üzerindeki müdahalelerini kabul etmeyip eleştirdiniz. Hem de yoldaşları kırmadan-incitmeden, yoldaşlık değerlerini yükselten yaklaşımlarınızla kadın dili-rengiyle yapıyordunuz bunu.

Özlem yoldaş seninle en son sohbetimizde bana mektup  yazar mısın diye bir sorun olmuştu. İmkan olursa yazarım demiştim. Şimdi haberini aldığımda aklıma ilk o soru geldi. Evet yoldaş belki birebir sana yazmadım ama bilesin ki seni en güzel sayfaya işledim. Zilan yoldaş, sen savaşırken aynı zamanda tükülerini ve marşlarını da söylerdin. Seni söylediğimiz marş ve türkülerde yaşatacağız. Dersim’in üç kızıl gülü, küçük bedenlerinizle kanınızın son damlasına kadar  Meralce, Sefagülce savaşarak bizde ve halkta can buldunuz. Direniş ve kahramanlıklarıyla tarih yazdıran 12 kardelen çiçeği, Aliboğazında, Taxar suyunu kızıla boyadınız. Geçmişten bugüne birçok direnişe ev sahipliği yapan Aliboğazı sizin direnişinize de tanıklık etti. And olsun ki umutlarınız umutlarımız, yolunuz yolumuz,direnişiniz direnişimiz olacaktır.

 

Bir yoldaşınız