Haklı Savaşımızın Bayrağını Dalgalandıran Ölümsüzlerimizi Anıyoruz!

Haklı Savaşımızın Bayrağını Dalgalandıran

Ölümsüzlerimizi Anıyoruz!

Merkez Komitesinden Ocak ayı için açıklama: “Bir kez daha; devrim ve komünizm hedefiyle ölümsüzleşenlerimizin mücadelelerine bağlılığımızı teyit ediyoruz.”

22 Ocak 2025

Türkiye Komünist Partisi -Marksist Leninist Merkez Komitesi, parti ve devrim şehitlerinin anıldığı ocak ayı vesilesiyle bir açıklama yayımladı.

tkpml.com‘da yer alan açıklamada, “Partimiz, Şubat 1978’de I. Konferansı’nda, her yıl Ocak ayının son haftasını sınıflar mücadelesinde ölümsüzleşenleri anmak ve mücadelelerini sahiplenmek için “Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası” olarak ilan etmiştir. Bu tarihten günümüze, her yıl Ocak ayının son haftasında enternasyonal proletarya ve ezilen dünya halklarının devrim ve komünizm şehitleri anılmakta ve işçi sınıfına, emekçi halka ve ezilen uluslara bıraktıkları mücadele kararlılıkla sahiplenilmektedir.” sözlerine yer verildi.

“Dünya, insanlık ve tüm canlılar için bir cehenneme çevrilmiş durumdadır.”

Açıklamada şunlar kaydedildi:

Enternasyonal proletaryanın ölümsüz önderleri ve öğretmenlerinden V.İ.Lenin, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, Ocak ayında ölümsüzleştiler. Türkiye proletaryasının ve ezilen halkının komünist önderleri M.Suphi ve 15’ler bu ayda katledildiler. Partimizin üyesi ve halk ordumuzun ilk komutanı Ali Haydar Yıldız ve yine partimizin üyesi ve komünist kadın mücadelesinin önder kadrolarından Meral Yakar yoldaş bu ayda ölümsüzleşti. Ocak ayı, bu nedenle, işçi sınıfı ve ezilen dünya halklarının sömürüden kurtuluş, bağımsızlık, özgürlük, devrim ve sosyalizm mücadelesinde önemli bir zaman dilimidir.

Bu yıl Ocak ayının son haftasını, yeni bir emperyalist paylaşım savaşı alametlerinin çokça belirdiği bir süreçte karşılıyoruz. Uluslararası alanda ve coğrafyamızda, emperyalistler ve gerici güçler, yeni bir paylaşım savaşına hazırlanmakta; ezilen ulus ve halklara karşı katliamlar gerçekleştirilmekte; bir avuç kapitalistin kârı için enternasyonal proletaryanın kazanılmış hakları gasp edilmekte ve sömürü oranları artırılmaya çalışılmaktadır. Dünya, insanlık ve tüm canlılar için bir cehenneme çevrilmiş durumdadır.

Enternasyonal proletarya, ezilen halklar ve uluslar için yeryüzünü cehenneme çevirenler; bu katliam, sömürü ve baskı politikalarına karşı mücadele edenleri ise “terörist” olarak yaftalamaktadır. İşçi sınıfı ve emekçi halkın çıkarları için mücadele etmek ve başta Filistin ve Kürt ulusu olmak üzere ezilen ulusların haklı mücadelesiyle dayanışmak suç olarak ilan edilmektedir.

İşçinin ve emekçinin hakkını savunmak, ezilenden ve mazlum halklardan yana olmak, emperyalist ve haksız savaşlara karşı haklı savaşların safında olmak; katledilmenin, işkence ve baskıya uğramanın, yıllarca hapsedilerek tecrit altında tutulmanın nedeni olmaktadır. Burjuvazi ve gericilik başta kitle iletişim araçları olmak üzere hemen her aracı kullanarak, kurulu düzenlerini sorgulayan her pratiği mahkum etmeye çalışmakta ve dahası kitleler üzerindeki ideolojik tahakkümü devam ettirmek istemektedir.

“Ölümsüzleşenlerimizin mücadele mirasları partimizin mücadele gerekçesidir.”

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kurulduğu günden itibaren Türk ve Kürt uluslarından, çeşitli milliyet ve inançlardan işçi sınıfı ve emekçi halkın düşmanı olan; emperyalist sermaye ve komprador burjuvazinin sınıfsal çıkarlarını savunan TC devleti, süreci fırsata çevirmek istemektedir. Bir yandan Ortadoğu coğrafyasında işgal ve ilhak politikası sürdürürken, diğer yandan milyonlarca işçi ve emekçiyi asgari ücret adı altında açlık ve sefalet ücreti dayatmakta, Türkiye pazarını emperyalistler için ucuz iş gücü ve sömürü cenneti haline getirmektedir.

Halk, tam bir soygun düzeniyle karşı karşıya bırakılmış, en temel insani ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma düşürülmüştür.

Uluslararası alanda ve Türkiye’de yaşanan bu gelişmelerin temel nedeni, sınıflı toplum gerçeğidir. Kapitalist sistemin üretim araçları başta olmak üzere özel mülkiyet rejimine dayanması ve sürekli kâr elde etme amacı, beraberinde, başta insanın insana kulluğu olmak üzere, yeryüzündeki tüm canlıların ve maddi değerlerin kapitalist kâr hırsı uğruna sömürülmesini, yağma ve talan edilmesini doğurur.

Özel mülkiyet rejimi ve kapitalist kâr hırsı, emperyalist ve gerici haksız savaşların, işgal ve çatışmaların, sömürü, açlık ve yoksulluğun nedenidir. Özel mülkiyet rejimi ve sınıflı toplum gerçeği ortadan kaldırılmadıkça, işçi sınıfı, ezilen halklar, bu katliamları, sömürüyü, açlığı ve yoksulluğu yaşamaya devam edecektir.

Gerçeğin sırrı buradadır ve ölümsüzleşenlerimiz bunun kavgasını verirken toprağa düşmüşlerdir. Onlar Paris Komünü’nden Ekim Devrimi’ne, Çin Devrimi’nden Büyük Proleter Kültür Devrimi’ne, Karadeniz’den Dersim dağlarına, zindanlarda, sürgün koşullarında ve kavgamızın şehri İstanbul’dan Rojava’ya silah elde savaşırken bu gerçeğin peşinden gitmişlerdir.

Gerçeğin tüm sırrına eren ve tam da bu nedenle safını işçi sınıfından, emekçi halklardan ve ezilen uluslardan yana belirleyen, bu amaç doğrultusunda mücadele ederken burjuvazinin ve gerici sınıfların maaşlı katilleri ya da kullanışlı aparatları tarafından katledilenleri anıyoruz.

Enternasyonal proletaryanın ve coğrafyamız işçi sınıfı, ezilen halk ve uluslarının sömürüden kurtuluş, özgürlük ve bağımsızlık, devrim ve sosyalizm mücadelesinde birer sıra neferi olarak ölümsüzleşenlerimizin mücadele mirasları partimizin mücadele gerekçesidir.

Bir kez daha; devrim ve komünizm hedefiyle ölümsüzleşenlerimizin mücadelelerine bağlılığımızı teyit ediyoruz.

Bir kez daha; coğrafyamız sınıflar mücadelesi içinde başta partimizin yüzlerce ölümsüzü olmak üzere devrim ve sosyalizm mücadelesi içinde ölümsüzleşenlerimizin mücadele miraslarının aynı zamanda zaferimizin teminatı olduğunu yineliyoruz.

Şan Olsun Ölümsüzlerimize!

Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!

Yaşasın Marksizm Leninizm Maoizm!”