Bu Savaş Bizim Savaşımız Değil; Krize ve İşgale Karşı Mücadeleye!
İdlip’te resmi rakamlara göre 34 askerin yaşamını yitirdiği saldırı sonrası yaşananlara dair bir açıklama yapan Partizan, “AKP iktidarının savaşı bizim savaşımız değildir.” dedi.
29 Şubat 2020
“Bu Savaş Bizim Savaşımız Değil; Krize ve İşgale Karşı Mücadeleye!” denilen açıklamada “Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi, Şam’da Emevi Camisinde namaz kılma hayalleriyle 2011’den bu yana savaşın doğrudan tarafı olan TC devleti; Türk, Kürt uluslarından ve çeşitli milliyet, inanç ve cinsiyet kimliğinden halkımıza açlık, sefalet ve ölüm getirmekten başka bir şey yapmıyor.” sözlerine yer verildi.
Açıklamada şu ifadeler kaydedildi:
“AKP iktidarı milyonlarca mülteciyi koz olarak kullanıyor”
“Dış politikasını, İhvancılıkla bezeli neo-Osmanlıcı hayaller ve de azılı bir Kürt düşmanlığı üzerine inşa eden TC devleti, dünyanın dört bir yanından cihatçı- selefileri toplayarak Suriye’de sahaya sürdü. Dahası Türk devleti ve bugün kaptan köşkünde oturan AKP iktidarı, cihatçı-selefi çeteleri, içerde devrimci, demokratik ve yurtsever güçleri daha genel anlamda toplumsal muhalefeti korkutmak, bastırmak ve teslim almak için kullandı.
AKP iktidarı, işgal, savaş ve askeri saldırganlık ile şovenizmi, krizin yarattığı açlık, sefalet ve işsizlikle açığa çıkan sinerjiyi bastırmak için bir manivela olarak kullandı. Rejim içerde ne zaman sıkışsa dışarıda şiddet, savaş ve şovenizme sığındı.
Türk devletinin Rojava devrimine yönelik düşmanlığının, Suriye topraklarını işgal ederek cihatçı çetelerle kol kola yürüyen politikasının bedelini işçi sınıfı ve emekçiler ödedi hala da ödüyor. TC devleti, bir süredir Suriye rejimi ile açık bir savaş halinde. Bugüne kadar ABD ve Rusya’nın Suriye’de, çeşitli gruplar ve güçler üzerinden sürdüğü savaş, gelinen aşamada doğrudan devletlerin karşı karşıya geldiği bir noktaya evrilmiş bulunuyor.
ABD, Rusya karşısında pozisyonu korumak ve cihatçı çeteleri mobilize etmek adına TC’yi sahaya sürüyor. Rusya ise askeri gücü ile TC karşısında Esad’ın önünü açıyor. Türk devletine saldırırken diğer yandan da onu ABD’den uzaklaştırma politikası izliyor.
Bu tablo içinde Türk devleti, Esad rejimi ile açık savaşını sürdürürken, cihatçı çeteleri için zaman kazanmaya, ABD ve Rusya arasında denge politikalarıyla sonuç almaya çalışıyor. Batılı emperyalist güçler üzerinde baskı kurmak adına mülteci kartını devreye sokuyor. AKP iktidarı, çatışma, savaş ve yıkımdan kaçan milyonlarca mülteciyi gayri insani bir şekilde koz olarak kullanıyor.”
“AKP iktidarının savaşı bizim savaşımız değildir.”
Açıklamada,Türk devletinin Suriye’ye yönelik politikalarına karşı tepki gösterilerek şunlar kaydedildi:
“Bir kez daha ifade ediyoruz ki; Suriye’nin geleceğine karar verecek tek güç Suriye halkıdır. TC Suriye’den derhal çekilmeli, işgale ve savaşa son vermelidir!
AKP iktidarının savaşı bizim savaşımız değildir. TC devletinin; işgaline, savaşına öte yandan bunun milliyetçilik ve şovenizmle kanıksatılmasına, örtülmesine izin vermeyelim. Savaş işçi ve emekçiler için daha fazla açlık ve sefalet; işsizlik ve yoksulluk demektir, buna dur diyelim!”