22. Munzur Festivali’nden İzlenimler…
Dersim, Doğasına ve İradesine Sahip Çıkacak!
Festival, Dersimliler ve gözü kulağı bu coğrafyada olanlar açısından umudun tazelenmesine bakımından ciddi bir moral ve motivasyona vesile olmuştur.
7 Ağustos 2024
22. Munzur Kültür ve Doğa Festivali, bu yıl Dersim Merkez’de 4 gün, Hozat ve Ovacık’ta ise 2 gün olacak şekilde gerçekleştirildi.
Hatırlanacağı üzere son iki yıldır festival, Valilik tarafından devrimci müzik gruplarının konserlerinin yasaklanmasına rağmen yasak gölgesinde yapılmaya çalışılıyordu. 2022 yılında bu nedenle festival örgütleyenlerce iptal edilmişti. 2023 yılında da valilik tarafından aynı grupların sahne alması yasaklanmış ancak festival tertip komitesi bunu protesto ederek festivali düzenlemişti.
Bu yıl festival, valiliğin müzik gruplarına yasağı devam ederken “izinli” bir şekilde gerek konserleri gerekse de panel ve yürüyüşleriyle gerçekleştirildi. Geçtiğimiz iki yılı çıkarırsak festival aslında uzun zamandır tam anlamıyla yapılamıyordu. Bu yıl ilk kez daha kapsamlı bir şekilde yapılmış oldu.
Festival, Dersim coğrafyasının insansızlaştırılması başta olmak üzere dil, inanç, kültürel ve elbette ki ekolojik saldırıların hedefi olması bağlamında bir karşı koyuş örgütlemek ve Dersim’in sorunlarını gündemleştirmek adına önemli bir rol oynuyor. Tiyatro gösterilerinin Kîrmancîkî dilince olması gerek ekoloji, güncel-siyasal gelişmeler gerekse de asimilasyon politikalarına karşı yapılan panel ve forumlar açısından festivalin yapılması, yapılmasının zorlanması önemlidir.
Diğer taraftan festival, Dersim’de halk gençliğinin politikleşme süreçlerine önemli katkılar yapmakta, kitlenin politik öznelere ulaşmasına daha dinamik bir zemin sunması açısından da tüm engel ve kısıtlama çabalarına rağmen gerçekleştirilebilmesi bu yıl açısından kıymetlidir. Hemen her yerde gençliğin başta uyuşturucu olmak üzere binbir türlü asimilasyon ortamında sindirildiği, devletin tüm baskı ve zor aygıtlarını devreye sokarak halkın kendini üreten, var eden kültürüne ve doğasına dönük rant ve talan politikalarının derinleştirildiği bugünkü politik atmosferde; Dersim ve elbette ki bir bütün olarak Kürdistan coğrafyası payını fazlasıyla almaktadır.
Devletin baskı politikaları sonucu bölge insanının göçe zorlanıyor. Diğer yandan taş ve mermer ocakları, siyanürle altın arama, orman kesimleri ve orman yakmaları yanı sıra talan ve her karış toprağını ranta açma politikalarıyla da sömürü çarkı iyice derinleştirilmeye çalışılıyor.
Tüm bunların yanında kadınlara yönelik taciz, cinsel istismar ve bedeninin pazarlanmasıyla değerlerinden koparma politikası da ciddi bir karşılık bulmuştur.
Gençlerin binlercesinin göç yollarına düşmesiyle her geçen gün nüfusun azalması, bölgenin insandan arındırılması hedefi açısından sürecin “verimli” ilerlediğini gösteriyor. Bahsettiğimiz tablo içerisinde festival bu tabloya dikkat çekilmesi, buna karşı mücadeleye katkı sunması adına önemli bir uğrak olmaktadır.
Devrimci politik öznelerin mevcut ağır tablo karşısında fiili, ısrarlı bir çabayla ortak bir tutum alması elbette bu mücadelenin daha güçlü adımlar atmasını sağlayacaktır.
Bu bağlamda, Festival gibi kamuoyu tarafından ilgi ile izlenen, takip edilen, başka yerlerde yaşayan Dersimlilerin coğrafyaya geri dönüşüne vesile olan bir etkinliğin üzerine hassasiyetle durmayı gerektiriyor. Panellerin içeriği, forumlar, yöresel-yerel halk oyunları, Kürtçe ve Kîrmancî dilinde mümkün oldukça tiyatro sergilenmesi halkın biraraya gelmekte zorlandığı bu tablo içinde vazgeçilmez birer örgütlenme, politikleşme araçlarıdır.
Konserler bile tek başına binlerin birarada devrimci türkü ve marşları tek bir ağızdan haykırması, bir örgütlenme, kendi gücünün değerini yeniden bilince çıkarması açısından kayda değer bir anlam taşımaktadır.
Bunu en rahat Hozat festivalinin ilk günkü konser etkinliğinde görmek mümkündü. Dersimlilerin Mikail Aslan, Erdoğan Emir gibi sanatçıların kendi dillerinde söylediği ağıtlara, türkülere, Grup Munzur’un marşlarına eşlik etmesi, binlerce kişinin sık sık “Önderimiz İbrahim Kaypakkaya”, “Munzur özgürdür, özgür akacak” vb. sloganlar atması, “Ali Haydar ölmez”, “Milyon milyon doğar Ali Haydar’ım” sözlerini coşku ile dile getirmesi bahsettiklerimiz açısından iyi bir örnektir.
Dersim’in sorunlarıyla daha fazla ilişkilenme ve örgütlenme…
Bu yıl düzenlenen panel ve etkinliklerin içeriği, yeterliliği, yürüyüşlerdeki katılımın gerek tertip komitesi, gerek katılan her politik özne açısından üzerinde durulması gereken ayrı bir tartışma konusudur. Bu noktada tablo pek de başarılı değildir.
Yıllar sonra festival programına iki günlük Hozat ve Ovacık ilçelerinin dahil edilmesi geçtiğimiz yıldan sonra bir artı olarak kayda geçebilir. Ancak diğer taraftan son yerel seçimde sandıkta “kaybedebilen” ilçeler olan özellikle de AKP iktidarı tarafından gerek asker, polis yığınağı gerekse de türlü hile-oyun ile “kazanılan” belediyeler olan Pertek ve Mazgirt’te halkla festival aracılığı ile buluşulamaması önemli bir eksiklik olarak kayda geçmelidir. Çeşitli yöre dernekleri, demokratik kitle örgütleri ve Dersim merkez belediyesi öncülüğünde alternatif bir festivalin örgütlenmesi ilçe halkı için bir motivasyon kaynağı olabilirdi.
AKP belediyeleri ile festival yapılamazdı belki ama bir günlük alternatif bir festival bu kapsamda panel/söyleşi ve konserler makul bir bütçe ayrılarak örgütlenebilirdi. Bu bağlamda, festival tartışmalarında “halk orada tercihi yapmıştır” sözlerinde vücut bulan bakış açısı yanlıştır. Seçim tercihlerinden yola çıkarak festivalin örgütlenmemesi doğru olmamıştır.
Keza ortada AKP’den yana yapılmış bir tercihte tam olarak yoktur. Elazığ üzerinden getirilen oylar, polis-asker ve ailelerinin taşınan oyları ile “kazandık” şeklinde lanse edilen bir seçim sonucu vardır.
Pertek’te alternatif bir festivalin örgütlenmesine dair çabamız yetersiz kalmış, önerilerimiz diğer güçlerce desteklenmemiştir.
Diğer yandan Partizan’ın da parçası olduğu Dersim İttifakı’nın birleşik emeğinin bir sonucu olarak kazanılan belediyede, yönetimin, söz konusu çizginin sürdürülmesinde, kapsayıcı, birleştirici bir rotada hareket edilmesi konusunda ciddi eksiklikleri olduğunu ifade etmeliyiz. Kısmen söz ettiğimiz eksikliklerine rağmen festival, Dersimliler ve gözü kulağı bu coğrafyada olanlar açısından umudun tazelenmesine bakımından ciddi bir moral ve motivasyona vesile olmuştur.
22. Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nde uzun bir aradan sonra Partizan da kurumsal katılımın yanı sıra stand açarak yerini almıştır. Özellikle stantlara polisin yoğun bir tacizi söz konusu oldu; toplatması olduğu gerekçesiyle birçok kitaba el konulmuştur. Nisan Yayımcılık, bu yıl Ovacık yolu üzerinde yayınlarını kitle ile buluşturma olanağı bulmuştur.
Başta ilçeler olmak üzere standa gelen yayınevi okurlarının ilgisi kayda değerdi. Standa gelen birçok okur ile sohbet etme, gelişen süreçler üzerine verimli tartışmalar yürütüldü. Nisan Yayımcılık’tan çıkan kitapların ve Özgür Gelecek Gazetesi’nin yanısıra Partizan Dergisi ve YDG dergisinin son sayıları da stantta yerini almıştır.
Bölgede yürütülen çalışmalara yönelik darbeci/tasfiyeci çevreden gelen tehdit ve engellere rağmen Partizan, halkın temel sorunlarına odaklanan bir çaba içinde olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
Dersim’de bir süredir kesintiye uğrayan çalışmalar, adım adım ileriye doğru yol alma, Dersim’in sorunlarıyla daha fazla ilişkilenme ve örgütlenme hedefleriyle devam etmektedir.